Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen bir hadiste;

“İnsanlar 1400 senesinde Hz. Mehdi (as)’ın yanında toplanacaklardır.”(Risaletül Huruc-ül Mehdi, s. 108)

İfadesiye Hz. Mehdi (as)’ın  Hicri 1400’de zuhur edeceği açık bir şekilde haber verilmiştir. Yine son 1000 yılın en büyük İslam alimi Üstad Said Nursi de külliyatında Hz. Mehdi (as)’ın Hicri 1400’de zuhur edeceğini bildirmiştir:

İSTİKBAL-İ DÜNYEVİYEDE (dünyanın geleceğinde) 1400 SENE SONRA GELECEK BİR HAKİKATİ asırlarında karib (yakın) zannetmişler. 
(Sözler, s. 318)

Gerçekten de Hicri 1400’ün başlamasıyla birlikte ise peygamberimiz (sav) tarafından bildirilen ahir zaman alametleri teker teker ve ardı ardına gerçekleşmeye başlamıştır.

Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen birçok hadis; büyük İslam alimi İmam Rabbani’nin ünlü eseri Mektubat-ı Rabbani’de, ehli sünnet hadis literatüründe en önemli altı kitaptan biri olan Sünen-i Ebu Davud’ta yer almakta, ayrıca Said Nursi Hazretleri’nin eserlerinden olan Barla Lahikası, Kastamonu Lahikası, ve Şualar’da defalarca ve yine Üstad’ın Hicri 1327 yılında Şam’da Emevi Camii’nde on bin kişiye verdiği hutbesinde (Hutbe-i Şamiye’de) Hz. Mehdi (as)’ın Hicri 1400 yılında çıkacağı çok açık bir şekilde belirtilmektedir. (Bu konuyla ilgili diğer  bilgiler için bakınız: http://www.hazretimehdi.com/1400_1500.html)

Yine Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen ve İmam Rabbani, Celalleddin Suyuti, Ahmed bin Hanbel, Üstad Said Nursi Hazretleri gibi büyük İslam alimlerinin eserlerinde yer alan ve İslam ümmetinin ömrünün Hicri 1500’lere kadar olacağını ifade eden hadislerin varlığı da açıktır:

“BENİM ÜMMETİMIN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK.”
(Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi, Suyuti. 2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi. (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, Kitâbu’l-İlel, sh. 89.)

İmam Suyuti, Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde ümmetin ömrünün 1500 seneyi aşmayacağını bildirdiğini haber vermektedir:

BU ÜMMETİN ÖMRÜ bin (1000) seneyi geçecek fakat BİN BEŞYÜZ (1500) SENEYİ AŞMAYACAKTIR.
 (Kıyamet Alametleri, s. 299) (Celaleddin Suyuti’nin “El-Kesfu Fi Mücazeveti Hazin el-Ümmeti El Elfe Ellezi Dellet Aleyh el-Asar” isimli kitabından nakil)

“BENİM ÜMMETİMİN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK.”
Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi, Suyuti. 2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi. (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, Kitâbu’l-İlel, sh. 89.)

Said Nursi Hazretleri ise ümmetin ömrünün HİCRİ 1506 yılına kadar olacağını söylemektedir:

“… Birinci cümle, BİN BEŞ YÜZ (1500) makamiyle ahir zamanda bir taife-i mücahidinin (din için çalışanların) son zamanlarına ve ikinci cümle, BİN BEŞ YÜZ ALTI (1506)makamiyle galibane (galip olan) mücahedenin (Allah yolunda gösterilen çabanın) tarihine… işaret eder. (…) bu tarihe kadar (1506) zahir (görünen) ve aşikarane (açık, belli), belki galibane devam edeceğine remze yakın (işaret yoluyla) ima eder.”
(Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 46)

Yine Üstad, Kastamonu Lahikası’nın 33. sayfasında kıyametin kopma tarihini 1545 olarak vermiştir. (Doğrusunu Allah  bilir.)

“Ümmetimden bir taife Allah’ın emri gelinceye kadar (kıyamete kadar) hak üzerinde olacaktır.”

“Ümmetimden bir taife..” fıkrasının (bölümünün) makam-ı cifrîsi (cifir hesâbına göre olan netice, sayı değeri) 1542 (2117) ederek nihayet-i devamına (varlığının sonuna) îma eder. “Hak üzerinde olacaktır.” (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1506 (2082), bu tarihe kadar zâhir ve aşikârane (açık ve ortada), belki galibane; sonra tâ 1542 (2117) ye kadar, gizli ve mağlubiyet içinde vazife-i tenviriyesine (aydınlatma görevine) devam edeceğine remze (işarete) yakın îma eder. “Allah’ın emri gelinceye kadar” (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1545 (2120), kâfirin başında KIYAMET KOPMASINA îma eder.
(Kastamonu Lahikası, s. 33)

Bu sahih kaynaklar doğrultusunda Hz. Mehdi (as)’ın çıkış vaktinin Hicri 1400’den sonraki bir yüzyıl olmayacağı son derece açıktır. Tüm Müslümanların, Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen ahir zaman ile ilgili sahih hadislere ve en büyük İslam alimlerinin izahlarına kesinlikle itibar etmeleri gerekmektedir. Aksinde tamamı arka arkaya gerçekleşen bu alametleri görmezden gelmek bunların bir defa daha arka arkaya gerçekleşmesi gerektiğini iddia etmek anlamına gelir. Oysa bu alametler zaten bir kez ve bir sıra şeklinde meydana gelmiştir. Ve bu durum müslümanların, Peygamberimiz (sav)’in haber verdiği ahir zamanın içinde yaşadıklarını anlamaları için yeterlidir. Gerçekleşen söz konusu yüzlerce alamete rağmen” aynı alametler birkez daha olsun” demek akla ve mantığa kesinlikle uygun olmaz. Samimi bir Müslüman için, bu alametlerin Peygamberimiz (sav)’in bildirdiği şekilde gerçekleştiğini bir kere görmek kesinlikle ahir zamanda yaşadığına ve Hz. Mehdi (as)’ın inşaAllah zuhur etmiş olduğuna inanması için yeterlidir.